Sonntag, Mai 13, 2007

Annem Gibi Kokuyorsunuz...

Bu hikâye, yıllar önce bir ilkokul öğretmenin başından geçen gerçek bir
hikayedir. Öğretmenin adı; Bayan Thompson'dur. 5. sınıf öğrencilerinin
önünde ayakta durduğu ilk gün sırasına adeta çökmüs gibi oturan küçük bir
öğrenci dikkatini çeker. Öğrencin adı Teddy Stoddard'tır. Bir önceki yıl,
Bayan Thompson Teddy'yi gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını,
giysilerinin kirli ve öğrencinin de banyo yapması gereken bir halde olduğunu
görmüştü.
Teddy her zaman çok mutsuz görünüyordu. Çalıştığı okulda Bayan Thompson, her
öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti. Ve
Teddy'nin bilgilerini incelemek üzere en sona bırakmıştı. Onun dosyasını
incelediğinde şaşırdı. Çünkü birinci sınıf öğretmeni, "Teddy zeki bir çocuk
ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi
huylu... ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu..." diye yazmıştı.

İkinci sınıf öğretmeni: "Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından
sevilen, fakat evde annesinin amansız hastalığı onu üzüyor ve sanırım evdeki
yaşamı çok zor.." diyordu.

Üçüncü sınıf öğretmeni: "Annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Babası ona
yeterince ilgi gösteremiyor ve eğer bir şeyler yapılmazsa evdeki olumsuz
yaşam onu etkileyecek" diye yazmıştı.

Dördüncü sınıf öğretmenine gelince: "Teddy içine kapanık ve okula hiç ilgi
göstermiyor. Hiç arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor" demişti. Okuduğu bu
belirlemelerden sonra Bayan Thompson sorunu çözmüştü.

Ve öğrenciler ona güzel kağıtlara sarılmış, süslü kurdelelerle paketlenmiş
Noel hediyeleri getirdiğinde kendini daha da kötü hissetti. Çünkü Teddy'nin
öğretmene armağanı kaba bir kesekağıdına beceriksizce sarılmıştı. Teddy'nin
armağanını diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi. Öğrencilerin
bir kısmı, paketten çıkan bazı taşları düşmüş ve sahte taşlardan yapılmış
bileziği ve üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar. Fakat
öğretmen, bileziğin ne kadar zarif olduğunu söyleyerek ve parfümden de
birkaç damlayı bileğine damlatarak onların bu gülmelerini bastırdı.

O gün okuldan sonra Teddy öğretmeninin yanına gelerek "Bayan Thompson, bugün
hep annem gibi koktunuz" dedi. Çocuklar gittikten sonra öğretmen uızunca bir
süre ağladı. O günden sonra da çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmeyi
ikinci plana bırakarak eğitimi öne çıkardı. Teddy'ye özel bir ilgi gösterdi.
Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti. Ona cesaret
verdikçe çocuk gelişiyordu. Yılın sonuna dek, Teddy sınıfın en çalışkan
öğrencilerinden biri olmuştu. Öğretmenin, hepinizi aynı derecede seviyorum
sözleri bir gerçek olmakla birlikte, Teddy onun en sevdiği öğrencisi
olmuştu.

Bir yıl sonra, kapısının altında bir not buldu. Teddy'dendi. Tüm
yaşantısındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu yazıyordu. Ondan yeni bir
not alana kadar 6 yıl geçti. O notta, liseyi bitirdiğini ve sınıfındaki
üçüncü en iyi öğrenci olduğunu ve Bayan Thompson'un hâlâ hayatında gördüğü
en iyi öğretmen olduğunu yazıyordu.

Dört yıl sonra, bir mektup daha aldı Teddy'den. O arada zamanın onun için
zor olduğunu çünkü üniversitede okuduğunu ve çok iyi dereceyle mezun olmak
için çok çaba sarf etmesi gerektiğini yazıyordu. Ve Bayan Thompson hâlâ onun
hayatında tanıdığı en iyi öğretmendi.

Daha sonra dört yıl daha geçti ve bir mektup daha geldi. Ve çok iyi bir
dereceyle üniversiteden mezun olduğunu ama daha ileriye gitmek istediğini
yazıyordu. Ve hâlâ Bayan Thompson onun tanıdığı ve en çok sevdiği
öğretmendi. Bu kez mektubun altındaki imza biraz daha uzundu. Theodore
F.Stoddard Tıp Doktoru.

Bu hikaye burada bitmedi.

Sonra ilkbaharda bir mektup daha aldı. Bayan Thompson. Teddy hayatının
kadınıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı. Ve babasının birkaç yıl önce
öldüğünü ve Bayan Thompson'un düğünde, damadın anne ve babası için ayrılan
yere oturup oturamayacağını soruyordu. Tabii ki oturabilirdi.

Ve tahmin edin ne oldu?

O törene giderken birkaç taşı düşmüş olan o bileziği taktı. Ve tabii ki
Noel'de Teddy'nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği parfümü de
sürmeyi ihmal etmedi. Birbirlerini sevgiyle kucaklarlarken, Teddy onun
kulağına "Bana inandığınız için çok teşekkürler, Bayan Thompson. Beni önemli
hissetmemi sağladığınız için ve beni böyle hayata bağladığınız için..." diye
fısıldadı. Bayan Thompson gözünde yaşlarla ona karşılık verdi: "Ben sana
teşekkür ederim Teddy" dedi. "Sen yanılıyorsun. Ben değil, sen bana
öğrettin. Seninle karşılaşıncaya kadar ben öğretmenliği bilmiyormuşum.!"



Alinti...

Keine Kommentare: